Karaciğerin uzun süreli hasar görmesi sonucunda dokusunun fibrozis ile değişmesi, bu süreçte fonksiyonlarının bozulmasıdır. Siroz hastalığı, karaciğerin zamanla sertleşmesine ve yapısının bozulmasına yol açar. Dolayısıyla karaciğerin hayati işlevlerini yerine getirme kabiliyeti azalır.
Siroz Belirtileri
Siroz, karaciğerin ilerleyici bir şekilde işlevini kaybetmesine neden olan bir hastalıktır. Başlangıç aşamalarında belirti verebilir. Ancak ilerledikçe çeşitli semptomlarla kendini gösterir. Erken teşhis ve tedavi, hastalığın ilerlemesini yavaşlatıp yaşam kalitesini artırır.
-
Hastalar genellikle sürekli bir yorgunluk ve genel bir halsizlik hissi yaşar. Bu, karaciğerin toksinleri etkili bir şekilde temizleyememesinden kaynaklanır.
-
İlerleyen karaciğer hastalığı nedeniyle iştah kaybı yaşanabilir. Bu durum, uzun süre devam ettiğinde kilo kaybına yol açar.
-
Karaciğerin düzgün çalışmaması sonucunda karın bölgesinde sıvı birikimi meydana gelir. Bu duruma asit denir ve karın bölgesinde şişliğe neden olur.
-
Karaciğerin bilirubini işleyememesi sonucu cilt ve göz aklarında sararma meydana gelir.
-
Vücutta biriken toksinler ciltte kaşıntıya neden olur.
-
Karaciğer, kanın pıhtılaşmasını sağlayan faktörleri üretir. Sirozlu hastalarda bu faktörlerin azalması kolay morarma ve kanamaya yol açabilir.
-
Ciltte küçük, örümcek ağı şeklinde damarlar görülebilir.
-
Vücutta sıvı birikimi bacaklarda şişliğe neden olabilir.
-
Karaciğer, kanı temizleyerek beyne zarar verebilecek toksinlerin ulaşmasını engeller. Siroz ilerledikçe, bu toksinler beyne ulaşabilir. Bu da zihinsel fonksiyonlarda bozulmalara yol açabilir.
Siroz belirtileri, hastalığın ilerleme derecesine ve karaciğerin zarar görmüş bölgelerine bağlı olarak değişir.
Siroz Hastalığı Neden Olur?
Siroz hastalığı, karaciğerin ilerleyici bir şekilde hasar görmesi sonucu ortaya çıkan ciddi sağlık durumdur. Bu durum, karaciğer dokusunun fibrozun dokusu ile değiştirilmesi ile karakterizedir. Siroza neden olan faktörler çeşitlidir ve birden fazla kaynaktan kaynaklanabilir.
Uzun süreli ve aşırı alkol tüketimi, karaciğerin en yaygın zarar görmesine neden olan faktörlerden biridir. Alkol, karaciğer hücrelerinde iltihaplanmaya ve karaciğer dokusunun fibrozlaşmasına yol açar.
Hepatit B ve C enfeksiyonlar, dünya çapında siroza neden olan önemli faktörlerdendir. Kronik enfeksiyonlar, karaciğerlerde iltihaplanma ve hasar yaratır. Bu da zamanla siroza dönüşür.
Metabolik sendromun parçası olarak çıkan durumlar, karaciğerde yağ birikmesine neden olur. Zamanla, bu durum iltihaplanmaya ve fibrozise yol açabilir.
Otoimmün hepatit, karaciğerin, vücudun bağışıklık sistemi tarafından yanlışıkla saldırıya uğradığı ve iltihaplandığı bir durumdur. Primer Biliyer Kolanjit ve Primer Sklerozan Kolanjit gibi koşullar da karaciğer hasarına yol açar.
Siroz Hastalığının Tedavisi Var mı?
Siroz hastalığı, karaciğerde uzun süreli hasar sonucu oluşur ve maalesef tamamen iyileştirilemez. Ancak, uygun tedavi ve yönetim stratejileriyle hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabilir. Siroz tedavisinin amacı, hastalığının nedenini tedavi etmek, hasarın ilerlemesini engellemektir.
Alkol tüketimini durdurmak, karaciğerin daha fazla zarar görmesini önlemeye yardımcı olur. Hepatit B veya C için antrival ilaçlar, virüsün karaciğere verdiği zararı azaltır. Kilo verme, sağlıklı beslenme ve egzersiz, NAFLD veya NASH’ın yönetiminde rol oynar.
Beta blokerler gibi ilaçlar, kan basıncını düşürerek bu durumu yönetmeye yardımcı olur. Diüretikler ve düşük tuzlu diyet, karın bölgesindeki sıvı birikimini azaltır. Laktüloz ve rifaksimin gibi ilaçlar, toksinlerin azaltılmasına yardımcı olur. Endoskopi, varisleri tedavi etmek veya kanamayı önlemek için kullanılabilir.
İleri siroz vakalarına, hasarlı karaciğerin sağlıklı bir donör karaciğeriyle değiştirilmesi gerekir. Karaciğer nakli, siroz nedeniyle hayatı tehdit eden komplikasyonlu hastalar için yapılır.
Siroz hastalığı tedavisi, bireysel ihtiyaçlarına göre özelleştirilmelidir. Bu nedenle, düzenli tıbbi takip ve doktor tavsiyelerine sıkı sıkıya uymak, tedavi sürecinin önemli bir parçasıdır. Erken teşhis ve proaktif tedavi, sirozun etkilerini yönetmede kritik önem taşır.